12 Yıllık Esaret (2013)

Chiwetel Ejiofor in 12 Years a Slave (2013)Orijinal Adı: 12 Years a Slave
Yönetmen: Steve McQueen
Oyuncular: Chiwetel Ejiofor, Michael Fassbender, Benedict Cumberbatch
IMDB Puanı: 8,1
Konusu: Film, 19. yüzyılda ABD’de, Afrika kökenli olmasına rağmen özgür bir vatandaş olan Solomon Northup’un gerçek hikayesini anlatıyor. New York’ta eşi ve iki çocuğuyla kimseye karışmadan keman çalarak hayatını idame ettiren Solomon, iki beyaz adamın turne teklifini kabul ederek Washington’a gider. Solomon’u tuzağa düşüren adamların niyeti başkadır; onu köle tüccarına satarlar. Özgür olduğunu ne kadar söylese de, Solomon’un aldığı tek tepki daha fazla dayaktır. Diğer zencilerle birlikte Amerika’nın güneyine gönderilen Solomon, hayatta kalabilmek için özgür olduğunu unutmanın ve köle gibi davranmanın daha doğru olacağını acı bir şekilde idrak eder. “Platt” ismiyle köle olarak William Ford’a satılan Solomon, burada çiftliğin beyaz, bir o kadar da zenci düşmanı marangozuyla zıtlaşır ve kendisini dövmeye kalkışan marangozu döver. Nispeten iyi kalpli olan Ford, Solomon’un hayatını kurtarmak için onu başka bir çiftlik sahibi olan Edwin Epps’e satar.  Bu çiftlikte ise hayat çok kolay olmayacaktır, özellikle diğer bir zenci köle olan Patsey’in çiftlik sahibi Epps ve eşinden gördüğü zulüm Solomon’un canını sıkar. Her şeye rağmen umudunu kaybetmeyen Solomon, bir şekilde New York’taki arkadaşlarına mektup ulaştırmak için fırsat kollar. Amerikan sömürge ve ayrımcılık tarihinin en acıklı hikayelerinden biri olan Solomon Northup’un hayat hikayesinin başarılı bir yapımı olan film, biraz hak ederek biraz da özür mahiyetinde (!) en iyi film ve en iyi senaryo Oscar’ına layık görüldü.

Gemide İsyan (1984)

The Bounty (1984)Orijinal Adı: The Bounty
Yönetmen: Roger Donaldson
Oyuncular: Anthony Hopkins, Mel Gibson, Daniel Day-Lewis, Bernard Hill, Liam Neeson, Edward Fox, Laurence Olivier
IMDB Puanı: 7,0
Konusu: Sene 1787’de, Britanya bahriyesinin gözü pek bir neferi olan Teğmen William Bligh (Anthony Hopkins), HMS Bounty isimli gemiyle Tahiti’den ekmek ağacı fidanlarını alıp Karayiplerdeki adalara götürmek üzere görevlendirilir. Bu ekmek ağacı öyle bir bitkidir ki, meyvesi bol nişastalı olduğu için koloni topraklarındaki kölelere ucuz ve besleyici gıda olarak sunulmaktadır. Neyse, Teğmen Bligh bu görevi tutkuyla kabul eder, zira kendisi dünyanın etrafını dolanma aşkıyla yanıp tutuşan birisidir. Gemi mürettebatı ise; ayak takımı denebilecek disiplinsiz tayfa, lostromo William Cole (Bernard Hill), genç bahriyeliler, seyir subayı John Fryer (Daniel Day-Lewis) ve Teğmen Bligh’ın yaveri ve arkadaşı Fletcher Christian’dır (Mel Gibson). Gemi yola çıkar. Rota; Atlas okyanusundan geçip, Güney Amerika’nın güney ucu Boynuz Burnundan (Cape Horn) aşıp, Pasifik üzerinden Tahiti’ye gitmektir. Dönerken de yine batıya doğru giderek Karayiplere varmaktır. Böylelikle dünyanın etrafını turlamış olacaklardır. Ancak, Boynuz burnunda iklim şartları çok çetindir, tüm subaylar geri dönüp Hint okyanusundan gitmeyi önerse de, Teğmen Bligh ısrarla ilerlemek ister lakin, artık işler öyle zorlaşır ki o da geri dönmeyi kabul eder. Bu arada, hem sert disiplin anlayışı hem de bu gereksiz inat yüzünden mürettebat Teğmen Bligh’dan nefret etmeye başlar. Tahiti’ye varan gemi yerliler tarafından çok iyi karşılanır. Yerli Kral Tynah ile ekmek ağacı fidanları konusunda anlaşma sağlanır ve fidanların büyümesi beklenir. Bu sırada mürettebat, yerli kızlarla ve bol miktardaki yiyecekle gününü gün eder. Ta ki geri dönüş günü gelene kadar. Mürettebat tekrar Teğmen Bligh’ın sıkı yönetimine girince huzursuzluk başlar. Fletcher’ın kanına girip isyan başlatmak isterler. Fletcher da, Tahiti’de Kral Tynah’ın kızıyla evlendiği için aklı onda kalmıştır, hemen razı olur ve olaylar gelişir. Film, Bounty gemisindeki isyanı konu edinen beşinci ama en iyisi ve en gerçeğe sadık olanı olarak biliniyor. En iyi aktör Oscar’ını alan 5 ünlü aktörün rol aldığı, bu tarz destansı filmlerin usta yönetmeni David Lean’ın yıllarca üzerine çalıştığı, ancak son anda bütçe tartışması nedeniyle projeden ayrıldığı, buna rağmen etkilerinin hissedildiği, sürükleyici, etkileyici, merak uyandırıcı, güzel bir film.

1492: Cennetin Keşfi (1992)

1492: Conquest of Paradise (1992)Orijinal Adı: 1492: Conquest of Paradise
Yönetmen: Ridley Scott
Oyuncular: Gérard Depardieu, Armand Assante, Sigourney Weaver
IMDB Puanı: 6,5
Konusu: Amerika kıtasının keşfinin 500. yıl dönümünde vizyona giren film, Kristof Kolomb’un okyanusu geçerek Çin’e gitme hayalini gerçekleştirmek uğruna verdiği mücadeleyi ve bu yolculuk sonucunda Amerika kıtasını keşfini anlatıyor. Maceraperest bir denizci olan Kolomb, altın bulmak ve ticaret yapmak için Afrika burnunu dolanarak Çin’e giden döneminin gezginlerinin aksine, Marco Polo’nun tespitleri doğrultusunda okyanusu aşarak Çin’e ulaşılabileceğini iddia eder ve finansman bulmak için önce bir üniversiteye, sonra da ilgili devlet yetkililerine başvurur. Lakin, çok uçuk kaçık olduğu gerekçesiyle geri çevrilir. Ancak, kendisine inanan başka bir denizcinin yardımıyla Kraliçeyle görüşüp gerekli onayı alır. Üç gemiyle yola çıkan Kolomb’un uzun yolculuğu San Salvador ismini verdiği adanın keşfiyle nihayet bulur. Buradaki yerlilerle bir şekilde iletişim kurup beraber altın aramaya başlarlar. Tabii, bu süreçte İspanya’dan bir kaç kez daha gemi gelir ve sayıları giderek artan kolonicilerin hem kendi aralarında hem de yerlilerle arasında gerilim yaşanır. Film, Kolomb’un hayalini, azmini, insanları ikna etmek için verdiği mücadeleyi, sonrasında yeni dünyada yaşadıklarını anlatıyor. Ridley Scott’un alıştığımız kalitesinden biraz düşük ama yine de akıcı güzel bir film. Kolomb’u, sempatik Fransız  Gérard Depardieu (ben koşalım diyorum, ehehehe) canlandırıyor. Şunu da not etmek lazım, Vangelis’in bestelediği ve dinlediğinizde “azim, hırs, kararlılık” hissi aşılayan film müziğinin popülaritesi filmin önüne geçmiş durumda. Buyrun, filmi izlemeden önce müziğini dinleyin;

İsimsiz Kahramanlar (2006)

Indigènes (2006)Orijinal Adı: Indigènes (İngilizce: Days of Glory)
Yönetmen: Rachid Bouchareb
Oyuncular: Jamel Debbouze, Samy Naceri, Roschdy Zem, Sami Bouajila
IMDB Puanı: 7,1
Konusu: II. Dünya Savaşı esnasında Fransa hakimiyetindeki Kuzey Afrika topraklarında, “Afrika mekan, Fransa vatan” diyen gönüllü gençler askere yazılırlar ve kısa bir eğitimden sonra hemen cepheye gönderilirler. Ancak sıkıntı şudur ki, sömürge topraklardan orduya katılan Araplar, zenciler ve Müslümanlar Fransa ordusunda üvey evlat muamelesi görmektedir. Rütbe vermemek, zor görevlerde en önde gönderilmek, izin alamamak, bale gösterisi izletmek ve hatta yemeklerde domatesten mahrum edilmek gibi bir çok ayrımcılığa maruz kalırlar. Film, 1943 yılında Fransa’yı Alman işgalinden kurtarmak için orduya katılan Cezayirli askerlerin önce Kuzey Afrika cephesinde sonra İtalya ve Fransa’daki cephelerde başlarına gelen olayları, ama özellikle yaşadıkları ayrımcılığı anlatıyor. Sinemada pek anlatılmayan bir hikayeyi konu edinmesi bakımından ilgi çekici, yönetmen ve oyuncu kadrosu başarılı, savaş sahnesi az, dram ağırlıklı güzel bir film. Filmin müziklerini ise, bir zamanlar “Abdel Kader, Ya Rayah, Aisha” gibi şarkılarıyla Türkiye’de çok popüler olan Cezayirli Khaled seslendirmiş.

Amistad (1997)

Amistad (1997)Orijinal Adı: Amistad
Yönetmen: Steven Spielberg
Oyuncular: Djimon Hounsou, Matthew McConaughey, Anthony Hopkins, Morgan Freeman
IMDB Puanı: 7,3
Konusu: 1800lü yıllarda Afrika’dan Amerika’ya götürülen köleleri taşıyan La Amistad isimli gemide, Cinqué (Djimon Hounsou) isimli köle önderliğinde isyan yapılır. Gemiyi ele geçiren köleler İspanyol denizcilere, gemiyi Afrika’ya götürmelerini söyler. Lakin denizciler gemiyi Amerika’ya doğru götürür. Karaya yaklaşınca da Amerika Deniz Kuvvetleri gemiyi durdurur ve köleleri “kaçak” olarak mahkum eder. Bu esnada Dışişleri Bakanlığı, seçim çalışmalarında bulunan mevcut ABD Başkanı adına, bu mahkumların İspanya Kraliçesinin malı olduğunu iddia eder. Köleliğin kaldırılmasına yönelik bir sivil toplum kuruluşu da, avukat Baldwin’i (Matthew McConaughey) tutarlar ki, köleler serbest bırakılsın, zira kendi ülkelerinde özgür insanlardır diyerek. Diğer taraftan da, ABD Deniz Kuvvetlerinden iki denizci de, bunlar batan geminin malları, biz bulduk, bizimdir derler. Hepsi mahkemeye giderler. Garibim köleler de, İngilizce bilmedikleri için dertlerini bile anlatamazlar. Çat pat “Give us free” deyip dururlar. Onlar konuşamasa da, eski ABD Başkanı rolündeki Anthony Hopkins’in tiradvari mahkeme konuşmaları etkileyici olur. Hasılı, film bu hikayeyi ve mahkeme sürecini anlatıyor. Sakin modda ilerleyen, Amerikan İç Savaşıyla sonuçlanacak sürecin ateşleyicilerinden biri olan Amistad gemisi kölelerinin hikayesini anlatan güzel bir Steven Spielberg filmi.

Benim Afrikam (1985)

Out of Africa (1985)Orijinal Adı: Out of Africa
Yönetmen: Sydney Pollack
Oyuncular: Meryl Streep, Robert Redford
IMDB Puanı: 7,2
Konusu: Film, Danimarkalı Barones Karen von Blixen-Finecke’in 1900 lü yılların başlarında o zaman İngiltere sömürgesinde olan Doğu Afrika ülkesi Kenya’da kaldığı sürede yaşadıklarını yazdığı otobiyografinin sinema uyarlaması. Danimarkalı soylu bir aileden gelen Karen, Barones olmak için soylu bir Baron’la evlenir ve Kenya’ya yerleşerek kahve yetiştiriciliği yaparlar. Eşi tarafından ihmal edilen Karen, sık sık yalnız kalır ve bu arada avcı Denys ile tanışır ve ona aşık olur. Film daha çok bu aşk hikayesini anlatmaktadır. Yan hikayede ise Avrupalı tüccarlar ile sömürge topraklarındaki yerlilerin emek-sermaye-ticaret ilişkisi anlatılır. En iyi film, senaryo ve yönetmen dahil 7 Oscarlık bir film olsa da, mümbit Afrika manzaraları ve Meryl Streep’in oyunculuğu daha çok dikkat çekiyor.

Aguirre, Tanrının Gazabı (1972)

Aguirre, der Zorn Gottes (1972)Orijinal Adı: Aguirre, der Zorn Gottes (İngilizce: Aguirre, the Wrath of God)
Yönetmen: Werner Herzog
Oyuncular: Klaus Kinski, Del Negro
IMDB Puanı: 8,0
Konusu: 16. Yüzyılda İspanya tarafından sömürgeleştirilen Güney Amerika’da, zengin altın madenlerinin bulunduğu “El Dorado” isminde bir yerin olduğuna dair efsaneler yayılır. İspanyol gezgin Pizarro önderliğinde bir grup İspanyol ve yerli köleleri El Dorado’yu bulmak üzere Peru’nun dağlık kesimlerinde Amazon nehrinin kaynak bölgelerindeki ormanlara doğru hareket eder. Ancak, hava ve yol şartları zorlaşınca, önden küçük bir grubu sal üstünde keşfe ve keşiş Carvajal’ı da beraberinde tebliğe gönderir. Grubun kumandanı Don Ursua, yardımcısı Aguirre’dir. Ancak, Aguirre Ursua’ya karşı isyan başlatır ve yerine Don Guzman’ı getirir. Don Guzman da kendini El Dorado İmparatoru ilan eder ancak, kontrol Aguirre’nin elindedir. Film, hikaye olarak çok güzel olsa da oyunculuk, kurgu ve akış konusunda çok zayıf. En güzel yanı ise, bolca görebileceğiniz Amazon ormanları.

Kurtarıcı (2013)

Edgar Ramírez in Libertador (2013)Orijinal Adı: Libertador
Yönetmen: Alberto Arvelo
Oyuncular: Edgar Ramírez, Erich Wildpret, María Valverde
IMDB Puanı: 6,9
Konusu: Film, Simon Bolivar’ın Güney Amerika’nın kuzeyindeki toprakları İspanya İmparatorluğu sömürgesinden kurtarma mücadelesini anlatıyor. Zengin bir ailenin mirasçısı olan Bolivar, Avrupa’daki özgürlük akımlarından etkilenerek Güney Amerika’daki halkların özgür ve bağımsız bir devlet altında toplanmasını sağlamak amacıyla bir hareket başlatır. Bunun için tecrübeli komutan General Miranda’dan askeri ve stratejik destek, İngiliz bankacı Torkington’dan finansal destek alır. Bolivar’ın amacı Venezuela, Kolombiya, Peru ve Bolivya’yı da kapsayan büyük bir birlik kurmaktır ancak, emri altındaki komutanlar savaş sonrasında kendi bağımsız ülkelerini kurmayı planlar. Yan hikayede ise, İngilizlerin yine bağımsızlık savaşlarına destek verip, sonrasında kurulan devletlere altyapı yardımı adı altında imtiyaz peşinde koşmaları anlatılıyor. Filmde oyunculuk çok başarılı, ayrıca geniş çekimde yer verilen Güney Amerika’nın harika doğası büyüleyici bir etki bırakıyor.

İsyan (1969)

Orijinal Adı: Queimada
Yönetmen: Gillo Pontecorvo
Oyuncular: Marlon Brando
IMDB Puanı: 7,4
Konusu: Film, Portekiz sömürgesinde bulunan Karayip Denizindeki kurgusal Queimada adasındaki kölelerin İngiltere yardımıyla isyanını anlatıyor. Aslında hikaye İspanya’nın sömürgesi şeklindeyken, Franco’nun film yapımcılarına baskısı sonucu duygusal (!) gerekçelerle Portekiz olarak değiştirilmiş. Zira, yapımcılar İspanya’dan daha çok hasılat bekliyorlarmış. Neyse hikaye şu ki, Portekizler bu adayı işgal edince yerliler isyan çıkarmasın diye bütün adayı yakmışlar ve adaya yakılmış anlamına gelen Queimada ismini vermişler ve adaya Afrika’dan getirdikleri köleleri yerleştirmişler. Portekiz ile savaş halinde olan İngiltere, Portekizlilerin 300 sene hüküm sürdüğü bu adada isyan çıkararak bağımsız bir devlet kurulmasını sağlamak amacıyla bir paralı asker olan Sir William Walker’ı (Marlon Brando) görevlendirir. İngiltere’nin amacı hem Portekiz’i zayıflatmak hem de adada bolca yetişen şeker kamışının ticaretini yönetmektir. Sir William köleler arasında liderlik kabiliyeti olan birini gözüne kestirir ve isyanı başlatır. Bu arada, yıllardır adada yaşayan Portekizlileri de bağımsızlığın faydaları konusunda ikna eder. Film her ne kadar kurgusal olsa da, büyük ülkelerin kendi aralarındaki güç savaşları ve ticaret savaşları uğruna diğer ülkelere neler yaptıklarını, bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerinin dışarıdan yönetildiği sürece aslında tam bağımsızlık ve özgürlük olmadığını, bağımsızlığını kazanan devletlerin yönetim, ekonomi, eğitim, sağlık gibi konularda yine büyük devletlerden yardım alarak silahsız sömürge olmaya devam ettiklerini anlatması bakımından çok kıymetli. Film, özü itibariyle de 19. yüzyılın ortalarında yaşamış Amerikalı paralı asker William Walker’ın hikayesini anlatıyor. Gerçek William Walker da bir çok Latin Amerika ülkesinde darbe girişimlerine yardım etmiş, hatta kısa bir süreliğine Nikaragua’nın cumhurbaşkanlığını bile yürütmüştür. Son olarak, Marlon Brando’nun oyunculuğu şahane, müzikler de Ennio Morricone’den.

Zulu (1964)

Orijinal Adı: Zulu
Yönetmen: Cy Endfield
Oyuncular: Michael Caine, Stanley Baker, Jack Hawkins
IMDB Puanı: 7,8
Konusu: Güney Afrika toprakları Britanya İmparatorluğunun sömürgesi altındadır. Bu topraklarda ise yerli halk olan Zulular yaşamaktadır ve yerliler ile İngiliz garnizonları arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmaktadır. Film bu çatışmalardan biri olan 22 Ocak 1879 tarihli Rorke Geçidi çatışmasını anlatıyor. Filmin büyük çoğunluğu çatışma sahnelerinden oluşuyor. Ateşli silahlara sahip İngilizler ile ilkel silahlara sahip Zulular arasındaki mücadele oldukça ilginç resmedilmiş. Yer yer mantıksız sahneler olsa da sömürge döneminin acımasızlığı ve insan hayatının sayılarla ifade edilmesinin yansıtılması bakımından kıymetli bir film. Yan hikaye olarak da İsveçli bir misyonerin çabaları konu edilmekte.